Oğlancı Komşularım
Ben Halil, 26 yaşındayım, İstanbul’da yaşıyorum. Cinsel yönde uyanışlarımın başladığı günden bu yana içimde pasif duygular hissediyorum. Ne bileyim, okulda çevremde o kadar kadın kız varken bütün cinsel ilgim erkekler üzerine yoğunlaşıyordu.
Bildim bileli kendimi bir erkeğin koynuna atıp onunla tatlı tatlı sevişmek, o erkeğin namusu olmanın, karısıymış gibi birlikte yaşamanın hayalini kuruyordum. Bu yüzden bu yaşıma kadar hiç cinsel ilişkiye giremedim.
Dışarıdan bakıldığında tamamiyle erkeksi görünümüne sahiptim. Fakat içten gelen baskın kadınsı duygularıma hakim olmakta zorlanıyordum. Sokaklarda gördüğüm veya arkadaş ortamında tanıştığım LGBT’li bireylere kıskançlık duyardım.
Ama hiçbir zaman onlar gibi olamazdım ki… Hem o özgüvene sahip değildim, hem de ailem ve çevrem konusunda büyük tepki alırım, hatta daha beteri olabilir korkusuyla yaşıyordum.
Zaten feminen tavırlarım hiç olmamıştı. Onlar gibi konuşup, kız gibi davranamazdım. Dediğim gibi, yolda beni görenler içimde pasif duygularımın olduğunu asla anlayamazdı.
Üniversiteyi İstanbul’da okuyup yazılım mühendisi olduktan sonra da İstanbul’da kalıp yaşamaya başladım. Home ofis, tüm gün evden çalışıyorum. Yani sürekli evde oluyorum ve evde de tek başıma olduğumdan içimdeki yanan ateşi, duyguları dört duvar arasında bastırmaya çalışıyordum.
Porno filmler izliyor, kendimi parmaklayıp internetten aldığım seks oyuncakları ile tatmin oluyor, boy boy dildolara sakso çekiyordum. İç çamaşırları, tangalar, çoraplar…
Aslında içimdeki duyguları böyle gizli ve saklı yaşayıp bastırmam belki de benim için daha iyi oluyordu. Herhangi bir risk olmadan, yalnız bir pasif erkek yaşantısı… Mutlu muyum? Eh işte…
Yan dairem uzun süredir boştu ve bundan iki ay önce Afganlar taşındı. Beş erkekten oluşan, hiç kadın veya çocuk olmayan bir topluluk… Taşınırlarken kapıda tanışmıştık. Üç tane yaşları oldukça büyük adam ve iki tane de benim yaşlarda genç adamlar…
Sanırım bir inşaat firmasında çalışıyorlardı. Çünkü sürekli işçi kıyafetleri ve baretleri falan vardı. Kapı önünde de pis kirli botlar. Yakınlarda bir yerde çalışıyor olmalılar ki, gün içerisinde de sürekli eve gidip geliyorlardı.
Onlar taşınalı bir kaç gün geçmişti ve ben odamda çalışırken duvardan sikiş sesleri gelmeye başladı. Ama ne ses… Sikilen kişi çok fena inliyordu. Ve bu çıkan ses erkek sesiydi.
Kulaklarıma inanamamıştım! Sanırım onlar benim iş yerinde olduğumu veya evde olmadığımı düşündüklerinden böyle rahatça bağırta bağırta sikiş yapıyorlardı.
Afganların oğlancı olduklarını genç erkek sikmeyi pek sevdiklerini duymuştum. Ama buna sikiş seslerini dinleyerek şahit olmak çok farklı hissettirdi.
O gün çok uzun sürdü komşudaki seks olayı… Yani ara ara sesleri kesildi ama bir saate yakın büyük sikiş döndü. Bu durum doğal olarak beni fena azdırdı. Hemen mola alıp kendimi parmaklayarak tatmin etmeye başladım.
Yan dairedeki komşuların sikiş olayı, insanı kışkırtan, durduk yerde tahrik eden şehvet dolu sesler ilerleyen günlerde de devam etti. Kapı arkasından gelen gidenleri artık takip etmeye başladım, acaba hangisi sikiliyor, ya da siken kim diye…
Gençlerden bir tanesi sürekli eve geliyor, yaşlılar sürekli değişiyordu. Yakışıklı bir delikanlı yanındaki adamla eve hoplaya zıplaya geliyor, giderken de adım adım, trabzanı tutarak iniyordu. Belli ki o genç çocuk sürekli sikilen, zevk inlemeleri çıkartan kişiydi.
Böyle bir kaç hafta geçti. Kendimi o genç delikanlının yerine koyup sanki beni sikiyorlarmış gibi düşünerek otuzbir çekiyordum. Buna rağmen yine de doymuyordum ve sürekli azgınlığım devam ediyordu.
İşlerime bile odaklanamıyordum. Çünkü sürekli gündüz oluşan bir durumdu. Büyük ihtimalle duvarların kalın olmaması ve seslerinin duyulacağını düşündükleri için akşamları yapmıyorlardı.
Ben de aslında ne yaptıklarını fark ettiğimi onlara hissettirmek için bir kaç gün takip ettim. Genellikle öğlen vakitlerinde geliyorlardı. Büyük ihtimalle yemek molaları oluyordu ve sikiş yaptıktan onbeş dakika sonra evden çıkıyorlardı.
Bir gün sikiş sesi biter bitmez kapının arkasında onları beklemeye başladım. Onların kapı açılma sesi gelince ben de aniden kapıdan çıktım. Beni gördüklerinde şoka uğradılar. Ne kadar şaşırdıklarını yüzlerinden okuyabiliyordum. Böylece onların sikiş seslerini duyduğumu öğrenmiş oldular.
Kapıda durup manidar bir bakış atarak selam verdim. Onlar da bana selam verip gittiler. Türkçe bilmedikleri belliydi. Bir kaç gün boyunca hiç kimse gelmedi öğlenleri, yani sikiş olayı bitmişti. Ben de kendime kızdım, ne güzel onları dinleyerek otuzbir çekiyordum.
Ben apartmanın son katındaydım. Yanımda da bir daire var, asansör falan yok, bazen mutfakta olunca merdiven seslerini falan duyuyordum.
Bir gün evde kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken bizim kata doğru birilerinin çıktığını duydum. Hemen kapının deliğinden baktım. Yine aynı kişilerdi, genç adam ve yanında da bir yaşlı adam…
Bu ikisi çok sık geliyordu, aslında ben ara ara kontrol ediyordum. Kendi dairelerine girmeden benim dairemin ziline bastılar. İlk başta açacaktım, ama korkup açmadım. Benim evde olmadığımı düşündükleri için de kendi dairelerine girip sikişmeye başladılar.
Bu böyle günlerce devam etti, ne zaman gelseler zile basıyorlar, benim evde olmadığıma emin olduklarında içerde veryansın yapıyorlardı. Günler böyle geçtikçe ben artık dayanamayacağımı anladım.
Uzun uzun düşündüm, taşındım, artılarını eksilerini kafamda tarttım. Artık plastik veya silikon yarak yerine gerçek yarak yemenin zamanı gelmişti. Ama bunun için direkt kapılarını çalıp, ‘Beni de sikin, beni de aranıza alın!’ diyecek halim yoktu.
Bunu onlara biraz belli etmem lazımdı artık… O yüzden zili çaldıklarında kapıyı açmıyordum önce… Ama onlar sikişe başladıklarında evde olduğumu müzik açarak onlara hissettiriyordum. Zaten onları duyduğumu artık fark etmişlerdi ve akşamları da sikişmeye başladılar. Artık onlar da korkmuyor, çekinmiyorlardı bu durumdan…
Bir gün duş alırken kıllı bacaklarıma bakıp ani bir kararla tüylerimi almaya başladım. Normalde hiç yapmadığım şey… Dediğim gibi 26 yaşındayım ve ben kendimi bildim bileli bu duygulara sahipken, ilk defa vücudumdaki tüyleri alıyordum. Madem kendimi kadın gibi hissediyorum, neden erkek gibi kıllı bacaklarla dolaşayım ki…
Hafif kilolu, balık etli biri sayılabilirim. Bacaklarımdaki tüyleri aldıktan sonra ortaya çıkan bembeyaz, sütun gibi bacaklarımı görünce çok şaşırdım. Durmadım, göğsümdeki bütün kılları da alınca tertemiz, beyaz tenli, bebek gibi bir vücuda sahip oldum.
Banyodaki büyük aynada kendime baktım gözlerimi süzüp… Gerçekten kadın gibiydim, tüysüz, parlak… Kendi görüntümden tahrik oldum bir anda… Biraz sertleşen pipimi araya kıstırıp tekrar baktım. Off… Genç bir kız vardı karşımda, çırılçıplak, aynadan bana bakıyordu…
Ok yaydan çıkmıştı artık… Yaşlıydı, Afgandı falan demeden komşularımın arasına katılmalıydım. O zevklerin tadına bakmak için elimden geleni yapacaktım. Türkçe bilmiyorlardı, başkalarına söyleyecek halleri yoktu. Dolayısıyla birilerinin duyması, rezil olurum korkusu da yoktu. Ve düşündüğümü yaptım da…
Öğlenleri ne zaman dışardan ses duysam, çöp atma ya da ayakkabımı dışarı çıkartıyor bahanesiyle kapı önüne çıkıp kendimi onlara sergiledim. Hatta ayaklarıma oje sürdüm, çıplak ayakla parmak arası terliklerimle dışarıda durmaya başladım.
İçime tanga külot, üstüne de şort giyip onların kapıları açılırken ben de çöp poşetini yere koyuyormuş gibi yaptım. Kapıda ayakkabılarını giyerlerken önlerinde domalıp, incecik şortun içindeki tanga külodumu fark etmelerini sağladım.
Benim tüysüz beyaz bacaklarıma ve içimdeki tanga küloda ağızlarının suları aktığını hissediyordum.
Bunu bir kaç sefer yaptım ve onlardan artık bir işaret beklemeye başladım. Geçen hafta bu işaret geldi. Hiç kapıda denk gelmediğim ve aralarında yaşının en küçük olduğunu tahmin ettiğim genç kapımı çaldı.
Büyük bir heyecanla açtım kapıyı… Beni akşam yemeği için evlerine çağırıyorlardı. Aşırı telaş yaptım, panik oldum bir yerde, yine de ilk anda kabul etmedim nedense,
“Sağ olun, teşekkürler!” deyip geçiştirdim. O kadar kararlı olup kendimi onlara ifşa ettikten sonra bir güzel reddetmiştim adamları… Kapı kapandıktan sonra pişman oldum. Aşırı stres ve heyecan yaptığım için de korkuyordum.
Evde annemin daha önceleri kullandığı bir rahatlatıcı ilaç var, genellikle annem uçağa binmeden önce rahat olabilmek için kullanır. Bir kaç sefer ben de işlerimin stresli olduğu dönemlerde kullanmıştım.
Hemen attım ağzıma bir tane. Normalde yarım atmam gerekirdi, ama o anki heyecandan tableti bütün olarak yuttum. Bir yarım saat sonra ilaç beni öyle bir rahatlattı, içimdeki stresi ve korkuyu aldı ki, tayyare gibi oldum.
Hemen duşa girip bütün vücudumu tertemiz yaptım, kokulu duş şampuanlarıyla yıkandım. Tüm vücuduma nemlendirici krem süründüm. Sonra da içime dantel tanga külodumu ve minicik şortumu, atlet tarzı renkli çiçekli tişörtümü giyerek kapılarına dayandım.
Kapıyı yaşlı amcalardan biri açtı. Beni karşısında görünce hemen o genç olanı çağırdı heyecanla… Büyük ihtimalle Türkçe bilmediği için o genç yardımcı olacaktı. Beni içeri davet ettiler.
Girdiğimde içeride ağır bir yemek kokusu vardı. Salona yer sofrası kurulmuş, yemek yeniyordu. Beni sofraya davet ettiler. Onlar gibi yere oturup bağdaş kurmayı başaramadım. Bir iki uğraştan sonra mecburen dizlerimi büküp iki ayağımı yana koymak ve kız gibi oturmak zorunda kaldım.
Hepsinin gözü benim kadın gibi oturuşumda, kız bacağı gibi düzgün, tüysüz, beyaz bacaklarımdaydı. Ayaklarıma oje sürmeyi unutmuştum ve keşke sürseydim dedim kendi kendime… Ama bir anda gelişmişti her şey…
Kim olduğum, nereli olduğum, ne iş yaptığım gibi sorularına cevap yetiştirirken, bir yandan da ikram ettikleri yemekleri çok baharatlı olmasına rağmen kırmayıp az az da olsa yemeye başladım.
Evdekileri tanıtıp, bana tek tek isimlerini söylediler. O çok sık gelen yaşlı amcayla gencin isimleri Hamit ile Ahmet’miş. Eşref var bir de yaşlı, diğerlerini unuttum.
Ahmet ilk önce hiç konuşmadı benimle, biraz da utangaç bir bakışı vardı. Ama Hamit amca benimle sürekli sohbet ediyordu. Bir şey anlamıyordum söylediklerinden…
Baktılar anlaşamıyoruz, o afganca konuşmaya, Ahmet de bana tercüme etmeye başladı. Hamit amca bir şey söyleyince, Ahmet gülerek başını eğdi, bir şey demedi. Ben hemen Ahmet’e sordum,
“Ne dedi?”
“Şey… Seni çok beğenmiş!” deyince ben de gülümsedim.
“Teşekkür ettiğimi söyle ona…” dedim. Bir erkeğin beni beğenmiş olması hoşuma gitmişti. İçim kıpır kıpırdı.
İsmi Eşref olan diğer adam başka bir soru sorduğunda Ahmet cevap verdi. Büyük ihtimalle benim hakkımda bir şey sormuştu, bana bakıyorlardı hepsi… Sofrada büyük bir sessizlik oluştu. Bu sessizligi ben Ahmet’e soru sorarak geçiştirdim,
“Siz ne iş yapıyorsunuz, kaç kişisiniz?” diye. O da anlatmaya başladı. Doğru tahmin etmişim, inşaatta çalışıyorlarmış ve öğlenleri yemek arası gelip tekrar çalışmaya devam ediyorlarmış. Ben de gülümsedim. Öğlenleri yemek için gelmediklerini çok iyi biliyordum,
“Evet, öğlenleri sizi duyuyorum. Sizden çok ses geliyor, bağırış çağırışlar… Duvarlar çok kalın değil!” dedim. Tüm bunları da Ahmet tercüme ediyordu. Sonra Ahmet utana sıkıla kırık Türkçesiyle,
“Abi, ayıp olmazsa bir şey soracağım ben sana…” dedi.
“Sor tabii ki!”
“Abi sen sanki kız gibisin, erkeklerden mi hoşlanıyorsun?” dedi. İçtiğim yatıştırıcı ilaç beni o kadar rahatlatmıştı ki, o an beni domaltıp sikmeye karar verseler sesimi çıkartmayacaktım yani…
“Evet, öyle…” dedim. “Halimden belli değil mi Ahmet? Kendimi kadın gibi hissediyorum ve erkeklerden hoşlanıyorum. Senin amcalar gibi erkeklerden…”
Bunu duyunca Hamit’le Eşref’in sevinçten gözbebekleri büyüdü. Artık beni kaçamak süzmeyi bırakmışlar, aç gözlerle, sanki yiyecekmiş gibi bakıyorlardı.
Hamit Ahmet’e bir şeyler söyledikten sonra Ahmet bana söylemeye çekindi. Hamit amca sürekli dürtüyordu Ahmet’i, söylesin diye. Ama Ahmet söylemeyince,
“Ne diyor Hamit amca, söyle bana, çekinme Ahmet!” dedim.
“Abi, şeyy… Hamit amcam seninle yatmak istiyor!” dedi.
“Yatmak mı? Yani beni sikmek mi istiyor?” Ahmet gülerek,
“Evet abi!” dedi.
Hamit amcaya baktım, gözleri parlayarak cevabımı bekliyordu. Aslında kalın pos bıyıklı, esmer tenli kara yağız, iri yarı, yaşına göre yakışıklı denilebilecek bir erkekti. Onun güçlü kollarının arasında küçük bir kız gibi kucaklandığımı, öpülüp koklandığımı, beni altına alıp siktiğini hayal ettim bir an, içim bir hoş oldu.
“Tamam olur… Ama nazik olacaksa kabul ederim. Çünkü ben bakireyim, yani daha daha önce hiç bir erkekle sevişmedim. Bu ilk seferim olacak!” dedim.
Ahmet bunu Hamit’e tercüme edince, Hamit heyecandan ayağa kalkıp hemen yanı başıma oturdu, omuzlarımı öpmeye, kollarımı bacaklarımı okşamaya başladı.
Diğerlerinin önünde kadın gibi okşanmaktan, şeytani bakışlarından utandım biraz… Hem bize bakıyorlar, hem önlerini okşuyorlardı. Ama adamın tenimi okşayan elleri, dudakları, pos bıyıklarından içim bir hoş oldu. Öpüp okşarken Ahmet’e de sürekli bir şeyler söylüyordu. Ahmet dediklerini bana tercüme etti. Hamit amca bana,
“Merak etmesin, hiç canını acıtmayacağım, onu çok memnun edeceğim!” diyormuş.
“Tamam, peki… O zaman benim eve geçelim!” dedim.
Babam yaşındaki adamın altına yatmak için sabırsızlanıyordum artık… Hemen sofradan kalktık, hızlı adımlarla benim daireme geçtik. Arkadan Ahmet de geliyordu,
“Eğer sen de aramıza gelip grup seks yapmayacaksak gelmene gerek yok! Senin görevini ben devralıyorum.” dedim.
“Gelmeyim abi o zaman!” dedi gülerek…
Artık olanlara inanamıyordum, kendime de inanamıyordum. Daha kapıdan içeri girer girmez Hamit amca beni kucakladığı gibi havaya kaldırdı. Yanaklarımı, boynumu, kulaklarımı öpüyor, elleriyle de bacaklarımı okşuyordu.
Hızlı adımlarla benim odama girdik, hemen yatağa atladık. Beni soydu. Kendisi de pantolonunu çıkartıp donla kaldı ve öpüşmeye başladık. Sımsıkı sarıldı bana, kollarının arasında nefessiz kalmama rağmen şikayetçi değildim. Külodunun önündeki kabarıklığı vücudumda hissettikçe zevk alıyordum.
Kalın telli simsiyah sakalı, pos bıyıkları yüzüme değdikçe batıyordu. İlk defa biriyle, hem de sakallı bir erkekle öpüşüyordum, çok acemiydim. Hiç sigara içmezdim, kullanmamıştım. Hamit amca da çok içtiğinden dolayı öpüştükçe o sigara tadı ağzımın içine geliyordu.
Hamit amca öpüşürken bir anda doğruldu, üstünde kalan tek giysiyi, külodunu çıkartıp fırlattı. Çırılçıplaktı şimdi… Kıllı terli taşakları ve kalın, kocaman kara yarağı meydana çıktı.
Hiç böyle hayal etmemiştim. Tertemiz yataklarda, mis kokulu bir biscolate erkekle seviştiğimi kurardım hep mastürbasyon yaparken… Hayalimdeki erkek bacaklarımın arasında şınav çekerek içimde gidip gelirken ben de onun göğsünü, karın kaslarını, pazulu kollarını okşardım zevkle…
Ama artık yapacak bir şey yoktu. O terli ve kıllı yarağa adeta saldırdım. Yalayıp, öpüp koklamaya, ağzıma almaya başladım. Adamın cinsel organının kokusu bana afrodizyak gibi geliyordu. Kudurmuş gibiydim yani. Bunca yılın birikimini çıkartıyordum resmen…
Hamit’in o kıllı güneş yanığı esmer tenli vücudunu okşamaya, koklamaya başladım, arada öpüyordum. Beni bir kadınmışım gibi iyice koynuna aldı. İki eliyle götümün yanaklarını sıkarak, deliğimi parmaklamaya başladı.
Benden de inleme sesleri gelmeye başladı tabii… Adam dudaklarımı öyle bir öpüyor ki, artık dudaklarım morarmıştı. Beni yüz üstü yatırıp yavaştan domalttı. Sonra deliğimi bir yalamaya başladı… Ben o anda bittim. Aman Tanrım böyle bir zevk yok, gerçekten çok güzel bir duyguydu!
Sürekli deliğimi parmaklayıp dildo soktuğum için deliğim çok çabuk genişlemeye başladı. Ona sakso çekerek iyice sertleştirdiğim, büyüttüğüm yarağı tek hamlede götüme soktu. Götümün yanaklarını iki eliyle ayırıp bağırta bağırta beni sikmeye başladı.
“Dur, yapma, yavaş!” dememe rağmen anlamıyor, ya da anlasa bile beni dinlemiyordu.
İlk defa sikiliyordum ve zevkten çok acı çekiyordum. Kendimi kurtarmaya çalışıyordum sürekli… Ama çok güçlü olduğu için ne yapıp edip beni tekrar domaltıp sikmeye devam ediyordu. Artık gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı…
Arada bir altından kurtulduğum zaman çok fena şekilde osuruyor, elimi götüme attığım zaman deliğimin alev alev yandığını hissediyordum. Neredeyse on dakika olmuştu artık…
Birden zevk almaya başladım. İnanılmaz bir geçişti, acı bir anda yok oldu. Ya da götüm uyuştu, bilmiyorum… Ama deli gibi zevk alıyor ve artık zevkten inliyordum. Bunu fark edince beni hemen misyoner pozisyonuna getirdi. Bacaklarımı omuzuna alıp o şekilde sikmeye devam etti.
Arada bir bacaklarımın içlerini ya da ayak bileklerimi öpüyor, yalıyor, sürekli götüme pompalıyordu. Ben de kendi sikimi sıvazlıyordum. İçime girip acı çekmeden önce sikim dimdik olmuştu aslında…
Ama götüme giren kalın yarağın verdiği acı yüzünden pipim biraz inmişti, tam ereksiyon olamamıştım. Zevk almaya başladıktan sonra öyle bir ereksiyon oldum ki, bir kaç dakika sonra hemen boşaldım.
Hamit amca durmak bilmiyordu. Yaşına göre çok iyi sikiyordu beni… Büyük ihtimalle benim çıkan seslerimi kendi dairelerindeki yan odada duyuyorlardı.
Artık iyice coşmuştu ilk erkeğim… Yatakta sikerken kaldırdı, kucağında ayakta hoplata hoplata sikmeye başladı. Düşmemek için kollarımla boynuna sarılmış vaziyetteyken alttan pompalayıp durdu o kalın sikiyle…
“Yavaş, hayvan herif, yavaş sik beni…! Bakireyim dedim sana orospu çocuğu… Ohhh… Yardın beni…” diye diye inleyerek, zevkten deliye dönerek siktiriyordum kendimi… Elbette söylediklerimin çoğunu anlamıyordu adam… Ama incecik sesimle bir kadın gibi inim inim inleyerek sikilmek zevkimi daha da arttırıyordu.
Derken Hamit amca ayakta gidip gelmekten yorulmuş olmalı ki, götümü kürek gibi elleriyle kavrayarak yatağın kenarına geldi. Yavaşça içimden çıkıp yatağa bıraktı. Götümün deliğine hava dolduğunu ve içimdeki kalınlık çıkınca rahatladığımı hissettim.
Ama erken rahatlamışım. Adam hırsla, oyuncak bebek gibi yatakta çevirip domalttı beni, o vaziyette yarağını tükürükleyip bir hamlede götüme sapladı. Mengene gibi parmaklarıyla belimi tutup gidip gelmeye başladı.
Gözümde şimşekler çaktı ama büzüğüm artık kalınlığına alışmıştı. Tam tekrar zevk almaya başlamışken erkeğim büyük bir homurdanmayla götümün içine boşalmaya başladı.
Arada afganca bir şeyler söylüyor, büyük ihtimalle iltifat ediyordu, ama ben hiçbir şey anlamıyordum tabii… Sadece zevkten baygın şekilde yatakta uzanmıştım.
Boşalması bitip çekildiğinde götümden süzülen döller çarşafa akıyordu. Yanıma uzanıp dudaklarıma kocaman bir öpücük kondurup teşekkür etti, sonra giyinip gitti. Ben daha yataktan kalkamamıştım, elim ayağım titriyordu. Az önce çok fena sikilmiştim!
Tam kendime gelip yataktan kalkmak isterken dış kapının önünde sesler duydum ve aniden Eşref amca benim odaya girdi. Hamit amca giderken dairemin kapısını açık bırakmış, o da davet beklemeden içeriye dalmıştı anlaşılan…
Eşref amca beni ayakta çırılçıplak görür görmez üstüme saldırdı. O da beni öpüp koklamaya başladı aniden… Kendimi genelevde yatağında müşteri kabul eden bir orospu gibi hissettim. Adam üstüme saldırırken önceleri,
“Yok, hayır, yeter!” falan desem de hiç oralı olmadı, beni yatağa fırlattı. Kendi de direkt soyunup yanıma geldi.
Bana böyle hoyratça davranması aslında hoşuma gitti. Zaten ilk sikişmenin yarısından fazlasında acı çekmiştim. Artık zevk almaya başladığımdan çok da ses çıkarmadım.
Bu Eşref amca Hamit amca kadar çok iyi sevişmiyordu benimle, ama o da en az onun kadar azgındı. Yarağı ve taşakları çok benziyordu birbirlerine boyutları, şekli şemali, yine kıllı…
Direkt ağzıma verdi, ben de ona güzel bir sakso çekmeye başladım. Yıllardır korkumu yenemeyip gerçek bir yarağa sahip olmak isterken aynı gün, hatta aynı saat içerisinde iki yarrağa birden sahip olmuştum.
Sakso çekmekten yorulunca hemen Eşref amcanın önüne domaldım. Götümün yanağına tokat atarak okşamaya başladı götümü…
Götümde halen Hamit amcanın dölleri duruyordu. Yapış yapış olmuş olması lazım, çünkü parmağıyla deliğimle oynarken eline Hamit amcanın dölleri bulaşıyordu. Ama nedense Eşref amca hiç iğrenmemişti.
Kocaman adam deliğime o kalın yarağını sokup beni sikmeye başladı. Bense bu sefer direkt zevkten deli gibi inliyordum. İçimde kalan döller yüzünden daha rahat girmişti arkama, yağ gibi gidip geliyor, şaplama sesleriyle bana köklerken yatak gıcırdıyordu.
Çok kısa bir sikiş sonrası götümden çıkıp bir anda yarağını yüzüme tutarak boşalmaya başladı. Fışkıran dölleri yüzüme, gözüme, ağzıma, çeneme akıyordu. Hayalini çok kurduğum bir şeydi bu…
Porno izlerken koca yaraklı erkeklerin finalde kadınların yüzüne fışkırmalarını tahrik olarak izlerdim hep… Ve bunu da yaşıyordum şimdi… Hemen ağzımı açtım, dilimi uzattım, kalan dölleri de ağzımın içine almaya çalışıyordum. O kadar çok boşalıyordu ki durmak bilmiyordu…
Yutabildiğim kadarını yuttum. Fakat gözlerimi çok açamıyordum, çünkü göz kapaklarımın üzerinde dölleri vardı. Hemen bir koşu lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.
Yüzümü yıkadım ama ilk sikilişimden kalma bacaklarıma süzülen ve kurumuş olan Hamit amcanın dölleriyle tenim yapış yapış olmuştu. Kendimi tam bir orospu gibi hissettim, gururum okşanmıştı. Hemen hızlıca bir duş aldım.
Odama geri döndüğümde kimse yoktu, hatta evde kimse yoktu. Ben de başka olay çıkmaması adına dairemin kapısını kilitledim ve geçip yatağa uzandım. Uzanır uzanmaz çarşaftaki ıslanmışlığı hissettim, yine her yerim yapış yapış döl oldu.
Hamit amca beni sikerken boşalabilmiştim, ama Eşref amcanınki çok kısa sürdüğü için boşalmaya fırsatım olmamıştı. Islak çarşaftaki dölleri koklayarak otuzbir çekmeye başladım. Az önce yaşadığımız sikişleri düşünürken ben de hemen boşaldım.
Çarşafı değiştirdim ve tekrardan duş aldım. O gece öyle huzurlu bir uyku çektim ki, anlatamam. Ama sabah büyük bir ağrı ile uyandım. Hiçbir şekilde oturamıyor, tuvalete bile çıkamıyordum. Ya da çıktığımda sadece osuruyor, osurukça da deliğim acıyordu.
Peçeteyle deliğimi sildiğimde beyazlığın üstünde kan gördüm ve korkmaya başladım. Normalde ben kendi deliğimi eller, hatta dediğim gibi dildo falan sokmaya çalışırdım ve acı çekmeye başladığım zaman da vazgeçerdim. O zamanlarda hafif ağrılarım olurdu. Fakat böyle müthiş bir ağrı çekeceğimi hiç düşünemezdim. Yürüyüşüm bile değişmişti.
Yatakta uzanarak Home Office çalışmaya devam ettim. Öğlene doğru kapım çaldı. Kapıdaki gözetleme deliğinden baktım, gelen Hamit amcaydı.
Önce açmak istemedim. Ama ısrarla çalmaya devam edince kapıyı açmak zorunda kaldım. Benim evde olduğumu biliyorlardı, çünkü evden çalıştığımı söylemiştim,
Beni görür görmez dudaklarıma yapıştı. Onu ittim,
“Yok, hayır, istemiyorum!” dedim, ama beni zorla kolumdan tuttuğu gibi odama götürdü. Kendi soyunmaya başladı birden… Bu arada bilgisayarımdan toplantı sesleri geliyordu, hemen bilgisayarımı köşeye aldım.
Hamit amcaya telefonumdaki Translate’ten yazıp tercüme ederek, canımın çok acıdığını, istemediğimi söyledim. O da çat pat Türkçesi ile,
“Acı normal!” deyip, yarağını göstererek, “Sen bunu yedikçe alışacaksın!” dedi.
O soyununca ve ben yarağını görünce tabii yine azdım, içimdeki o azgın dişi duygular tekrardan yüzeye çıktı. Translate’e,
“Öyleyse sadece sakso yapayım. Akşama sikmeye gelirsin, şimdi çok canım acıyor!” yazıp tercüme ettirip gösterdim.
“Tamam! Sen nasıl istersen öyle…” dedi. Beni omuzlarından tutup yere çömeltti, arkada bilgisayardan sesler gelirken ben Hamit amcaya sakso çekmeye başladım.
Bu sefer keyfini alarak sakso çekiyordum. Ağzıma sürekli kıl geldiği için durdum ve
“Bak bugün böyle çekiyorum, ama bundan sonra her yerini temiz, traşlı istiyorum!” dedim Translate’ten. O da tamam der gibi kafasını salladı.
Yerde çömelmekten artık dizlerim ağrımıştı, onu yatağa uzattım. Ben de yatağın üstüne çıkıp uzanarak saksoya devam ederken beni kucağına çekip ters çevirdi 69 pozisyonu aldık.
Şortumu ve tangamı da ustalıkla çıkarmıştı. Ben ona sakso çekerken, o benim deliğimi ve taşaklarımı öpüp yalıyor, bir yandan da parmaklıyordu.
Deliğimin yalanmasından yine çok zevk almıştım, bu yüzden acıyı unutup tekrar kucağına döndüm. Bu kez yarağını göt deliğime nişanladım. Onun da yardımıyla götüme alıp git gel yaparak kucağında zıplamaya başladım.
Düne göre daha az acı veriyordu. Hem acı hem zevk alıyordum aynı anda. Dediği gibiymiş, sikildikçe alışacaktım. Beni iyice kucaklayıp alttan pompalayarak sikmeye başladı. Bağırta bağırta sikiyordu beni…
Bir yandan acı acı inliyor, bir yandan da zevkle onun terlemiş erkeksi kokusunu içime çekiyordum. Dün değil ama bugün birisinin karısı olduğumu anlamıştım. Beni bağırta bağırta siken bu adamın namusuydum artık.
Gerçi dün akşam Eşref amcanın da namusuydum 🙂
Benim sayemde Ahmet o kadar sık yarak yemiyor, biraz rahatladı. Onun yerine amcaların yarağını ben yiyorum.
Benim oğlancı Afgan komşularımdan şikayetçi miyim? Asla… Yılların hasretini onlarla gideriyorum çünkü…
İleride Ahmet’e de bir erkek olmanın zevkini tattırmak istiyorum. Genç ve yakışıklı, esmer güzeli delikanlıyla iki sevgiliymişcesine sevişmek de harika olacak, ikimiz de çok zevk alacağız, bundan eminim.