Azgın Kayınpederim
Ben Zeynep, 20 yaşındayım. Geçen sene görücü usülü ile, ailelerin zorlamasıyla bir oldu bittiye getirilip evlendim. Ama evlendikten sonra kocamın sümsüğün, salağın teki olduğunu anladığımda dünyam başıma yıkıldı.
Geniş evi idare eden otoriter babasıydı. O ne derse o oluyor, sözünden dışarıya çıkılmıyordu. Kocam en küçük isteklerimi bile babasına sormadan yerine getiremiyor, çocuk gibi ondan para istemek zorunda kalıyordu.
Karakterinin yanında, siki de ufacıktı. Haftada bir, bilemedin iki sefer siker, o da birkaç dakika anca sürer. Kendisi boşalır boşalmaz da arkasını döner uyur.
Ne amımı yalar, ne sikini yalatır, ne götümü sikmek ister… Yatağa yatırıp misyoner pozisyonunda sikmekten başka pozisyon istemez, böyle bir geri zekalı çıktı işte…
Hadi sikin küçücük, öyle yaratılmış, bari yanında seks için kıvranan ilik gibi gencecik karını bir şekilde tatmin etmeye çalış aptal… Ama nerde?
Oysa izlediğim pornolarda hiç öyle olmuyordu. Pornolarda erkeklerin hem yarrakları büyük ve kalındı, hem de kadınları dakikalar boyunca pozisyondan pozisyona sokarak sikip kendinden geçiriyorlardı. Bir araya geldiğimizde kocasının sabaha kadar uyutmadığından şikayet eden kadınlar vardı. Ben yarım saat seks için ölürken hem de…
O bakımdan kocamın bana yaşattığı cinsellikten hiç memnun değildim. Sırf bu yüzden bir kaç sefer kocamdan boşanmayı bile düşündüm.
“Mutlu değilim anne! Beni bu herife verdiniz, hayallerim yıkıldı. Boşanmak istiyorum. Bütün hayatımı bu adamla geçiremem.” diye ağlayıp duruyordum her yanına gittiğimde… Ama annem de her seferinde,
“Yapma kızım… Bak çok zenginler, rahat rahat yaşıyorsun işte! Kocanı idare edersin sen… Kayınpederinin de suyuna git, gözüne gir, sıkıntı çekmezsin. Kır dizini otur evinde… Prenses gibi yaşa…” diyerek vazgeçirdi.
Şehirde yaşıyorduk, ama arada köye gidip ordaki işleri hallediyorduk. Köyde de iki tane evleri vardı. Millet yazın denize tatile yazlığına giderken biz yaz geldiğinde mahsulü toplamak için iki ay köyde kalıyorduk.
O sene de yazın köyde mahsul topluyorduk. Başıma güneş geçmiş olmalıydı, benim biraz başım ağrıyordu. Kayınpederime söyleyip eve gitmek istedim, ama ortalıkta gözükmüyordu. Ben de kaynanama gidip,
“Anne başım ağrıyor, herhalde başıma güneş geçti, eve gidip biraz uzanayım!” dedim. Kaynanam da,
“Tamam kızım, dur Serkan bırakıp gelsin!” dedi.
“Gerek yok, işinden kalmasın, iki dakikalık yol, ben giderim!” dedim.
Eve geldim. Samanlığın önünden geçerken içeriden sesler duydum. Herkes tarladaydı o gün, samanlıkta kim var ki diye merak ettim. Yavaşça samanlığın kapısına yanaştım. İçerden bir kadın sesi,
“Dur… Sakın ordan yapma… Ahh, ordan alamam çok kalınsın… Ne olur, yapma… Hadi amımdan sik!” dedi. Bir erkeğin sinirli homurtusunu duydum. Az sonra kadın, “Oohhh! Harikasınn…” diye inledi.
Samanlığın kapısını az aralayıp içeriye baktığımda kalakaldım. Benim otoriter, öfkelendi mi yanına varılmayan kayınpederim… Çırılçıplak, ayağında sadece çizmeleri, samanların arkasında birini sikiyordu.
Resmen şok olmuştum. Sadece kayınpederimin arkasını görebiliyordum. Becerdiği kadını göremiyordum, ama kadının sesi tanıdık geliyordu…
Yaklaşık yirmi dakika falan sürdü kayınpederimin o kadını inlete inlete sikmesi… Erkek homurdanıyor, kadın ince ince zevk inlemeleri çıkartıyor, vücutlar birbirine çarparken çıkan şaplama sesleri samanlığı inletiyordu.
Bu olayı izlerken ben de bir tuhaf olmuştum. Amım sulanmış, resmen vıcık vıcıktı. Olayı tam göremiyordum saklandığım yerden ama sesleri bile deli etmeye yetti beni… Dayanamayıp bir elimle göğsümü okşarken, diğer elimi tarlada çalışırken giydiğim şalvarın içine daldırdım. Külodumun üstünden kabaran amcığımı okşamaya koyuldum.
Biraz sonra o da kesmedi, külodun içine girip sertleşen bızırımı okşadım. Orta parmağımı içeriye kaydırdım. Ben kendimle uğraşırken sonunda inlemeleri iyice artan kadının,
“Sakın içime boşalma!” dediğini duydum. Bir süre sonra kayınpederim böğüre böğüre boşaldı. Onlar işleri bitip toparlanırlarken ben de külodumu, üstümü başımı düzeltip hemen sessizce ordan uzaklaştım, evime gittim.
Aynı bahçede bizim evimiz ve kayınpederimin ayrı evleri vardı. Samanlığı gören pencereye gidip perdeyi hafif aralayıp bakmaya başladım. Kadının kim olduğunu merak ediyordum.
Samanlıktan önce kayınpederim çıkıp ortalığı kolaçan etti, sonra da kadın çıktı. Kadının kim olduğunu görünce çok şaşırdım. Yan komşumuzun fingirdek gelini Arzu… Daha 24 yaşındaydı. Kayınpederim ise 45 yaşındaydı.
İçimden (Bak sen orospuya!) dedim. Ya benim zampara kayınpedere ne demeli? Ondan böyle bir şeyi hiç beklemezdim doğrusu… Kart herif, yarı yaşındaki genç kadını, hem de samanlıkta sikiyordu.
Onlar uzaklaşınca, acaba kaynanama söylesem mi, söylemesem mi diye düşünmeye başladım. Ama samanlığın kapısından duyduğum, Arzu’nun,
(Çok kalın, ordan alamam!) demesi aklıma geldi. Acaba kayınpederimin yarrağı gerçekten büyük müydü? Sonra, oğlununkini görüyoruz, babasınınki ne kadar büyük olacak diye düşündüm.
Ama Arzu’nun inlemeleri de aklımdan çıkmıyordu. Belki de gerçekten büyük olabilir dedim. Kız yalan mı söyleyecekti alamam derken?
Bunları düşünürken elim ister istemez yine amıma gitti ve kendimi okşamaya, mastürbasyon yapmaya başladım. Aklımda kayınpederimin yarrağının ne kadar büyük olabileceği sorusu ve Arzu’nun onun altında inlemeleri vardı.
Kayınpederimin Arzu’yu değil de beni siktiğini, o samanların üstünde, erkeğin altındaki kadının ben olduğumu hayal ederek kısa sürede orgazm oldum. Zaten çok azmıştım ve amımla azıcık oynamam orgazm olmaya yetmişti.
Boşalıp rahatladıktan sonra da kendi kendime, (Kızım, o senin kayınpederin, nasıl böyle bir şey düşünüyorsun?) diyerek kızdım. Ardından kızgınlığım kocama yöneldi.
Keşke babasından biraz gen alsaydı pısırık herif… Ben de bu durumlara düşmezdim. Hemen kalkıp soğuk suyla bir duş alıp yattım, başımın ağrısından dolayı biraz uyudum.
Bir kaç saat sonra uyandığımda elim yine amımdaydı. Kayınpederim rüyama girmişti. Rüyamda kayınpederim beni samanlıkta domaltıp sikiyor, yarrağı da kol gibi birşeydi ve ben altında kıvranıyordum.
Rüyamda tam orgazm olacakken de uyanmıştım. Yine amımla oynamaya başladım ve kısa bir masturbasyonla orgazm oldum.
O gün kayınpederimle karşılaşmadım. Ama sonraki günlerde biz tarladayken pis zampara yine ortadan kaybolacak mı diye sürekli kolladım.
İki gün sonra eve çok yakın olan bir tarlada çalışıyorduk. Bir ara etrafa baktım, benim yaramaz kayınpeder yine ortalıktan kayboldu. Hemen kaynanama gidip,
“Ben evde ocağı açık bıraktım galiba, bir koşu bakıp geleyim!” dedim. Kaynanam da,
“Koş kız hadi, aman diyeyim, yangın falan çıkar!” dedi. Hemen koşar adım evin yolunu tuttum.
Nefes nefese eve geldim. Samanlığa yaklaştığımda yine içerden sesleri geliyordu. Bu sefer cesaretimi toplayıp yavaşça kapıyı açıp içeri girdim ve onları daha iyi görebileceğim bir yere doğru yaklaştım.
Kendilerini sikişmeye o kadar kaptırmışlardı ki, benim geldiğimi fark etmemişlerdi. Kayınpederim Arzu’yu saman balyasına domaltmış, arkadan amına hızlı hızlı sokup çıkarıyordu.
Biraz izledim onları… İzlemesi bile ne kadar heyecanlıydı, zevk vericiydi… Yine mastürbasyon yapmamak için kendimi zor tuttum. Çünkü bugün işleri bitmeden, tam sikişin ortasında müdahale etmeye karar vermiştim.
Kayınpeder hızlanmaya başlayıp zevkten çılgına dönmüş, orgazma yaklaşan Arzu’yu alabildiğine pompalarken araya girdim. Samanlığa yeni gelmişim gibi,
“Hey… Neler oluyor burada bakalım?” dedim. Sesimi duyan ve şaşkınlıktan bir kaç saniye Arzu’nun amında hareketsiz kalan kayınpederim neden sonra kendine geldi. Aniden yarrağını Arzu’nun amından çıkarıp bana döndü,
“Kızım? Senin ne işin var burada?” dedi. Önünde tek gözüyle bana bakmakta olan canavarını unutmuş, samanlıkta ne işim olduğunu soruyordu bana…
“Benim işimi bırak sen… Asıl siz ne iş yapıyorsunuz?” derken kayınpederimin hala dimdik duran muhteşem yarrağına baktım. Gerçekten Arzu’nun götüne almaktan çekindiği kadar büyük ve kalın bir yarrağı vardı ve kızın am sularıyla parlıyordu.
Benim hiç çekinmeden orasına baktığımı görünce toparlanmak geldi kayınpederimin aklına… Pantolonunu çekiştirip, yakalanma korkusuyla inmeye başladığı halde oğlunun sikinden daha haşmetli görünen aletini içeriye tıkmaya çalıştı.
O sırada Arzu da saman balyasının üstüne serdiği şalvarını mintanını alarak doğruldu. Açıkta kalan, terden saman çöpleri yapışmış amını memelerini giysilerle kapatmaya çalışıyordu.
Babası yaşında adamla sikişirken yakalanmış olmanın verdiği utançla yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kimseye söylemeyeyim diye bana yalvarır gibi bakıyordu kız…
“Bak güzel gelinim… Sana anlatayım…” diye kekelemeye başlayan adamın sözünü hışımla kestim, yüzlerine karşı,
“Tüh size, utanmazlar!” diyerek arkamı dönüp samanlıktan çıktım. Hızlı adımlarla tarlaya gittim. Yaşadıkları utanç onlara yeterdi sanırım, bir daha samanlıkta elin gelinini sikemezdi cici babam…
Benden bir kaç dakika sonra kayınpederim de geldi tarlaya… Nefes nefeseydi, kimseye söylemeyeyim diye koştura koştura gelmişti. Ben ise kayınpederimin suratına sanki ona kızgınmışım gibi bakıyordum.
Ah şu erkek milleti… Benim koca yaraklı otoriter kayınpederim bile kızgın bakışlarımdan ürküyordu. Samanlıkta seks yaptıysan bana ne, nikahlı karın mıyım ben senin? O kocaman yarağınla istediğini sikersin. Ama ben dururken başkası?
Benim henüz kimseye bir şey söylemediğimi anlayınca kayınpederim biraz rahatladı. O gün benimle birkaç kez konuşmaya çalıştı, ama benim ona kızgın kızgın baktığımı görünce bir şey diyemedi.
Böyle böyle birkaç gün geçti. Kayınpederim artık bizimle tarlaya gidiyor, bizimle eve dönüyordu ve yanımızdan bir saniye bile ayrılmıyordu. Sanırım benim kimseye bir şey söylemeyeceğimden emin olmak istiyordu…
Pazartesi günü kaynanamın hastane işleri vardı, kocam da arabasıyla şehire gidecek, giderken kaynanamı da götürecekti. Tarla işlerini o gün bıraktık. Ben ev işlerini halledecektim. Kayınpederim de bir traktörcü ayarlamak için köyde kaldı.
Sabah erkenden gittiler. Ben evde yalnız kalmıştım, vakit daha çok erken, biraz daha uzanayım diye tekrar yatağıma yattım. Ama aklıma kayınpederimin yarrağı geldi. Tam elimi amıma attım, kendimle oynarken kapı çaldı. Kayınpederim,
“Zeynep kızım, açar mısın kapıyı?” diye sesleniyordu. Mastürbasyonumun tam ortasında zevkim yarı kalmış, alı al moru mor bir şekilde yataktan fırlayıp kapıyı açtım,
“Kızım, biraz konuşabilir miyiz?” dedi.
Oğlunun her istediğini geri çeviren, birimizin en küçük yanlışında tersleyen haşin kayınpeder değildi karşımdaki… Suç üstü yakalanmış, ezik büzük bir zampara vardı. Üstüne üstüne gittim ben de…
“Ne konuşacağız babacığım, o günkü rezilliğinizi mi?”
“Ne desen haklısın kızım. Ama müsaade et açıklayayım!” dedi. İçeri buyur ettim. Salona geçip oturdu.
“Bak kızım, Arzu’nun genç oluşu, işvesi, cilvesi aklımı başımdan aldı. Zaten kaynanan biliyorsun hasta, yıllardır aynı yatakta bile yatmıyoruz. Sonuçta ben de bir erkeğim, bazı ihtiyaçlarım var.”
Tam burada söze girip benim de yoksun kaldığım seks ihtiyacımı anlatmak için,
“Tamam, hepimizin ihtiyaçları var, ama…” diyecek oldum, susturdu beni…
“Dur, lafımı bitireyim. Ben aslında kötü bir şey yapmıyorum ki… Tam aksine sevaba giriyorum. Kocası yatakta Arzu’yu doyuramıyormuş. Kızcağıza yardımcı oluyordum. Bak, lütfen, rica ediyorum, o gün samanlıkta olanları kimseye anlatma… Hem beni rezil edersin, hem Arzu’yu!” dedi.
Biraz düşündükten sonra ciddi bir surat ifadesiyle,
“Tamam, kimseye anlatmam. Ama bir şartla!” dedim. Kayınpederim hemen,
“Emret kızım, neymiş şartın?” dedi. Ben ciddiyetimi bozmadan,
“Arzu’yu becerirken sevaba girmişsin ya babacım…” dedim. Merakla bana bakıyordu, “Bir sevaba daha gireceksin. Kocasının yatakta doyuramadığı bir genç gelin daha var. Onu da doyuracaksın!” Şaşırdı, aptallaştı,
“Bir gelin daha mı? Kim o kızım? Kimi doyuracakmışım? Köyde başka genç gelin kim var ki?” Gözlerinin içine baktım, bir nefeste istediğim şeyi söyledim kayınpederime…
“O gelin benim… Beni doyuracaksın baba… Senin sünepe oğlunun yatakta doyuramadığı, aç bıraktığı karısını doyuracaksın.” Kayınpederim şok olmuş bir halde,
“Ne..? O nasıl söz kızım?” dedi.
“Basbayağı söz işte… Oğlun sana hiç çekmemiş, (parmağımı gösterip) şu kadar erkekliği var, onu da üç beş dakika sokup çıkarıyor ve hemen boşalıp arkasını dönüp yatıyor. Yani, benim durumum Arzu’nun durumundan daha kötü… Sevaba gireceksen benim sevabıma gir!” dedim.
Kayınpederim şaşkınlıktan beni ağzı açık dinliyordu. Yine ciddiyetimi bozmadan,
“Şartım bu… Ya benimle de sevaba girersin, ya da sizi tüm köye rezil ederim!” dedim. Kayınpederim panikle,
“Yaa… Tamam kızım, anlıyorum da… Ama nasıl olur? Arzu başka, elin kızı… Ben senin baban sayılırım!” dedi. Oturduğum koltuktan kalkıp kanepeye, yanına oturdum.
“Babacığım, bana inan, bir kere olsun oğlunun altında kadınlığımı yaşamadım.” dedim. Gözlerim yaşlarla dolmuştu. Acıyan gözlerle bana bakan adam devam etmemi bekledi,
“Sen söyle peki, ben ne yapayım babacığım? Söyle bana… Ben de sonunda Arzu gibi gidip başkalarının altına mı yatayım? Sonra birisi de beni yakalasın ve ailecek tüm köye rezil mi olalım?” dedim.
Bu arada da elim bacaklarının arasına kaymıştı. Önündeki kabarıklığı pantolonun üzerinden okşuyordum ve elimin altındaki şey hareketlenmişti. Sertleşen yarağını avuçladım,
“Evet baba, ne diyorsun? Benimle de sevaba girecek misin?” dedim.
Kayınpederimde aniden film koptu ve hırsla bana sarılıp dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşürken öylece kanepeye yattık. Üzerime uzandı, altına aldı beni…
“Iıhhh… Babam…” diye zevkle inledim koca gövdesinin ağırlığı altında ezilirken… Bir müddet yamyam gibi ısırırcasına emdiği dudaklarımdan ayrılıp,
“Demek benim aklı kıt oğlanın siki de ufak öyle mi? Demek seni iyi sikemiyor, seni doyuramıyor ha? Peki kızlığını bozabildi mi bari şerefsiz?” dedi. Ben de gülümseyerek,
“Onu becerebildi sanırım, bir iki damla kan geldi gerdekte!” dedim. Kayınpederim de gülümsedi,
“Bir iki damla kızlık kanı mı olurmuş? Demek ki kızlığını bile tam bozamamış salak oğlum. Ben bugün seni gerçekten kadın yapayım öyleyse!” dedi.
“İstediğini yap babacığım! Seninim… Hadi, sevaba gir artık…” dediğimde üzerimdeki penyeyi caaart diye yırttı. Sonra sütyenimi kopçalarından bir çekişte koparıp çekip attı, göğüslerimi sıkıp okşamaya başladı. Okşarken de,
“Şu işe bak be! Şu ayva gibi memelere bak… Taş gibi sert memelerin var amına koduğumun… Ben de bizim oğlana kısrak gibi karı aldık, sabahlara kadar ne sikiyordur diye düşünüyordum!” dedi. Göğüslerimi yoğurmaya devam ederek,
“Seni oğluma istemeye geldiğimizde ilk dikkatimi çeken yerin neresiydi biliyor musun?”
“Neresiydi babacığım? En çok neremi beğendin?” diye sordum cilveli cilveli…
“Senin bu taş gibi memelerindi kızım! Yürürken titreşen kalçalarından sonra en çok memelerini beğeniyorum senin…” dedi. Sonra da göğüslerimi öpüp yalamaya, emmeye başladı.
Böyle hoyrat davranması hoşuma gitmiş, altında zevkten inlemeye başlamıştım. Başımı sağa sola çeviriyor, kayınpederimin kır düşmüş saçlarına parmaklarımı geçirip kendime çekiyordum. Sonra üzerimden kalkıp soyunmaya başladı. Soyunurken de,
“A benim geri zekalı oğlum, böyle güzel avrat sikilmez mi ulan!” diye söyleniyordu.
“İleri zekalı olsa ne olacak babacım? Elindeki mal yetersiz olunca…!” dedim o soyunurken… Ben de doğrulmuştum, kayınbabam külodunu çıkarınca dimdik olmuş yarrağıyla karşı karşıya kaldım.
Hemen yarrağını elime aldım. Gerçekten çok büyüktü. Daha önce hiçbir erkeğinkini ağzıma almadığım için,
“Babacık, ilk defa seninkini ağzıma alacağım!” dedim ve yarrağının başını yalamaya başladım. Sonra da ağzıma soktum, ağzımda ileri geri yapıyor, bir yandan da elimle yarrağının gövdesini sıvazlıyordum.
Bir müddet sonra beni tutup ayağa kaldırdı. Zaten az önce penyemi ve sütyenimi yırtıp atmıştı, altımdaki eşofman altını ve külodumu da hoyratça çıkarıp attı. Beni kanepeye oturttu. Bacaklarımı iki yana ayırıp beni biraz öne çekti ve amıma bakıp,
“Off şu amcığın güzelliğine bak, bakire kız amcığı gibi, bu amcık doyurulmaz mı salak oğlum benim!” dedi ve amımı yalamaya başladı.
“Ohhh… Çok güzell…” diye inledim istemsizce… Harika bir şeydi bu… Sıcacık dili en hassas yerimde dolaşıyor, beni zevklere boğuyordu. “Arzu’yu da yaladın mı böyle babacım?” dedim bacaklarımın arasında oynayıp duran başını, saçlarını okşayarak…
“Ah benim cahil kızım… Am yalamadan sikiş olmaz güzel gelinim… Seksi gelinim… Önce yalayacaksın ki amcık sulansın, kayganlaşsın. Yoksa bu koca yarak kuru kuru nasıl girsin sizin daracık amcığınıza?”
İlk defa amım yalandığı için mi, yoksa amımı yalayıp duran yaşlı adamın açık saçık argo konuşmaları mı daha çok tahrik ediyor bilmiyordum. Ama tek bildiğim, inanılmaz zevk alıyordum.
Çok geçmeden sadece dilinin dudaklarının okşamalarıyla inleye inleye orgazm oldum. Kayınpederim de kasılmalarımdan, zevk inlemelerimin şiddetinden orgazm olduğumu anlayınca amımı yalamayı bırakıp bana gülümseyerek baktı ve
“Dur kızım, daha yeni başladık!” deyip amımı yalamaya devam etti. Aldığım zevkle kendimden geçiyordum o amımın dudaklarını, klitorisimi yalarken…
“Ohh… Babacım… Yala beni… Ne yapayım, dayanamadım. Oğlun yalamıyor ki hiç… İlk defa diyorum sana…”
Kayınpederim amımı komple ağzına alacakmış gibi emiyor, klitorisimi dilliyordu. Bir süre sonra ben tam ikinci kez orgazm olacaktım ki amımı yalamayı bıraktı. Bacaklarımı havaya kaldırıp omzuna koydu.
O an kayınpederimin altında heyecandan öleceğimi düşündüm. Arzu’yu sikerken yakaladığım o günden beri hayalini kurduğum şey gerçek oluyordu. Yarrağının başını bolca tükürükleyip amımın girişine dayadı ve yavaşça yüklendi.
Yavaş yavaş giriyordu amıma… Yarısından fazlası girdiğinde bir acı hissettim, ama o yüklenmeye devam etti. Yarrağının tamamını amıma soktuğunda ben altında iki büklüm olmuştum. Biraz içimde hareketsiz durdu ve bana bakarak,
“Vay anasına, böyle dar amcık mı olur, aynı bakire kız amcığı gibi!” dedi. Sonra sokup çıkarmaya başladı. Git gide hızlanıyordu. Ben ise zevkten dört köşe olmuştum ve üst üste orgazm oluyordum…
Bir süre beni bacak omuzda siktikten sonra beni kaldırıp yerde halının üzerinde dört ayak domalttı. Arkama geçip sırılsıklam amıma bir hamlede geçirdi yarrağını ve sikmeye devam etti. Amımı sikerken de götümün yanaklarını tarlada bahçede nasır tutmuş kaba kürek gibi elleriyle yoğuruyor,
“Off be, kısrak gibisin! Ben hayatımda böyle dar amcık sikmedim! Hele şu götün yok mu, şu götün… Yürürken bıngıl bıngıl titretmen beni delirtiyordu. Offf… Öldüm de cennetteyim sanki!” gibi iltifatlar ediyordu.
Bu söyledikleri de aldığım zevki iki katına çıkarıyordu. Hele götümün yanaklarını ayırıp baş parmağını götümün deliğine soktuğunda zevkten çıldıracaktım.
O an aklıma izlediğim pornolar geldi, pornolardaki kadınlar götlerinden sikilirken de çok zevk alıyordu, demek ki doğruymuş diye düşündüm. Keşke kayınpederim beni götümden de sikse diye aklımdan geçirdim. Götüm bakireydi, ama götümü sikmek istese kesinlikle hayır demezdim…
O pozisyonda beni ne kadar siktiğini hatırlamıyorum. Yeniden pozisyon değiştirdik, amımdan çıkıp beni halıya sırt üstü yatırdı. Sonra da bacaklarımın arasına yerleşip amıma girdi ve aynı tempoda sikmeye devam etti.
Benim artık inlemekten ve peş peşe orgazm olmaktan halim kalmamıştı. Ama kayınpederim de boşalmaya yaklaşmıştı, suratı değişmişti. Bacaklarımı beline dolayıp,
“İçime boşal babacığım!” dedim. Gözleri kaymıştı. Bir kaç kere daha girip çıktıktan sonra amıma kökleyip kaldı. Kasıla kasıla içime boşalırken üzerime yığıldı…
Boşalması bitince hafif doğruldu. Dudağıma öpücük kondurup,
“Harikasın kızım!” dedi ve üzerinden kalktı. Amıma elimi attığımda dölleri dışarı süzülüyordu.
“Babacığım kağıt havlu versene!” dedim. Yarrağını sallaya sallaya gidip mutfaktan getirdi. Amımı sildiğim kağıt havluya baktığımda döllerle karışık kan vardı.
“Amım mı yırtıldı baba, baksana!” dedim. Kayınpederim de hemen eğilip amımın dudaklarını ayırıp içine baktı ve
“Yoo kızım bir şey yok!” dedi. Onun da yarrağını sildiği kağıt havlu da biraz kırmızı olmuştu. Kayınpederim,
“Salak oğlum senin kızlığını bile bozamamış herhalde!” dedi ve gülüştük. Bir süre ben yerde yattım.
“Hadi kalk, yıkanalım!” dedi ve elimden tutup yerden kaldırdı. Amıma temiz bir kağıt havlu tutup birlikte banyoya gittik.
Duşun altına geçtik, ılık suyun altında beni kendi elleriyle yıkamaya başladı. Göğüslerimi, göbeğimi, amımı, tüm vücudumu şampuanlıyordu. Arkamı döndürüp sırtımı, belime de şampuanlarken eli götüme indi.
Kalçalarımı şampuanlarken birden parmağını götüme soktu. Hafifçe acımıştı, ama sesimi çıkarmadım. Beni hafif öne eğip adeta parmağıyla götümü sikmeye başladı. Götümü parmaklarken de diğer elini amıma atmış, klitorisimi sıvazlıyordu… Biraz parmakladıktan sonra,
“Musluğa tutun kızım, eğil biraz daha, belini kır bakayım!” dedi. Dediğini yapınca ayakta domalır gibi olmuştum. Götüme biraz daha şampuan döküp yarrağının başını göt deliğime değdirdiğinde şaşırdım.
Arkam ona dönük olduğu için yarrağının yeniden kalktığını bile anlamamıştım. Nasıl hemen kalktı bu yeniden diye düşünürken,
“Kendini serbest bırak kızım, kasma kendini!” deyip yüklenmeye başladı. Şampuanla da olsa acıyordu, ama itiraz etmeyecektim…
Sağ olsun kayınpederim de fazla acıtmamaya özen göstererek yavaş yavaş giriyordu götüme… Hiç acele etmeden büyük bir sabırla yavaş yavaş ittirerek sonunda yarrağının hepsini soktu.
Belimden iki eliyle tutmuş, bana arkamdan öyle bir kenetlenmişti ki, taşaklarının amıma değdiğini hissediyordum. Kayınpederim,
“Ohhh, senin bu bıngıl bıngıl götünü siktiğimi hayal ederek az mı otuzbir çekmedim kızım!” dedi. Hareket etmeden içimde biraz bekledikten sonra yarrağını hafif hafif götümden çıkarıp sokmaya başladı…
Götümün alışmasıyla sokup çıkarmaları da normale döndü, artık götümü am siker gibi bir tempoda sikiyordu. Sikerken de,
“Ohhh, senin bu muhteşem götünü sikmek nasip oldu ya, artık ölsem bile gözüm açık gitmez kızım!” diyordu.
Bu arada götümün acısı gittikçe azalmıştı ve değişik bir zevk bile alıyordum. Hele amımı da okşamasıyla birlikte götüme yaptığı iltifatlarla iyice havaya girmiştim.
“Sik götümü babacığım, amım da senin götüm de! Bundan sonra neremi sikmek istiyorsan istediğin yerimden, istediğin kadar sik! Arzu orospusunu boş ver artık… Bundan sonra sadece benim sevabıma gir babacığım! Ohhhh!” deyip inliyordum…
Ne kadar sikti götümü bilmiyorum, ama artık dizlerim tutmaz olmuştu ve musluğa tutunmakta bile zorlanıyordum.
Sanırım kayınpederim de sona yaklaşıyordu. Hem yarrağının götüme giriş çıkışları hızlanmıştı, hem amımı okşayan eli, hem de banyoda yankılanan hırlamaları…
Sonunda amımı hızlı hızlı okşamasına fazla dayanamadım ve orgazm oldum. Tam o sırada da vajinamdaki kasılmalarıma dayanamayan kayınpederim götümün içine fışkırttı döllerini…
Biraz bana arkadan sarılıp yarağı götümün içinde hareketsiz kaldık. Az sonra yarrağı küçülüp götümden çıktı. Aynı anda da benden osuruğa benzer seslerle birlikte döller de götümden dışarı akmaya başladı.
Ikınarak götümdeki dölleri akıttıktan sonra yeniden yıkandık. Kurulanıp havluya sarınarak salona geçtik.
Kanepeye kayınpederimin yanına dizlerimi kırıp oturdum. Elini bacaklarımın üstüne koyup,
“Bizim salak oğlan senin gibi ateşli bir kadını doyuramamış. Ama bundan sonra ben varım, ben doyuracağım seni, sana daha neler yapacağım bir bilsen… Her türlü pozisyonda sikeceğim seni. Ama arada sırada bizim salağa da ver, şüphelenmesin!” dedi. Ben gülerek,
“Zaten oğlunun işi üç dakikada bitiyor babacığım… Bundan sonra o üç dakikaya da katlanırım artık!” deyince, o da güldü.
Kayınpederim o gün beni iki kere daha sikti. Akşam üstü kaynanamla kocam gelmeden toparlandık. O hayvanlara bakmaya gitti. Ben de yemek falan yaptım.
Mutfakta uğraşırken aklımda sadece kayınpederim vardı.
O kalın yarağının bacaklarımın arasında yarattığı dolgunluk, amımda gidip gelirken sanki ikiye ayrılma hissi, müthiş sikilmelerim ve yaşadığım harika orgazmlar vardı…
Evin her yerinde, salonda banyoda koklayıp öpmediği yerim, çiğnemediği zevk noktam, girmediği deliğim kalmamıştı azgın kayınpederimin… Artık mutluydum.